Nicholas Kirkwood 1980 doğumlu (yani çok genç), Condé Nast Vivan Infantino ödüllü (yani çok başarılı), tasarım okulunu ayakkabı yapmayı öğrendiği ilk senesinden sonra bırakan (yani doğuştan yetenekli) bir ayakkabı tasarımcısı. Yeteneğini ve vizyonunu tartışmaya bile gerek yok. Phillip Treacy şapka tasarımı konusunda ne yapıyorsa, Alexander McQueen, Hüseyin Çağlayan hazır giyim için ne yapıyorsa Nicholas Kirkwood da ayakkabı için aynı şeyi yapmak istediğini söylemiş. Kendisine örnek aldığı isimler bile çizgisini belli ediyor. Sonbahar kış 2011 koleksiyonuna bakacak olursak, geniş bir palette çalıştığını söyleyebiliriz. Floral desenler, lazer kesim malzemeler, fütürist ya da romantik tasarımlar, benzersiz formlar, klasik modeller yani her zevke uygun ayakkabılar bulmak mümkün; ama, tabi ki Kirkwood çizgisi her modelde görülüyor.
Öncelikle renk paletine bayıldığımı belirtmeliyim. Sonbaharın sıkıcı kasvetli havası sevgili Nicholascığımın koleksiyonuna uğramamış gibi (tamam tamam aslında uğramış da, ben en cafcaflılarını seçtim, ama yine de en optimist koleksiyonlardan). Ayrıca her Kirkwood ayakkabısında bulunan tasarımcının imzası formları, çizgileri görmek mümkün. Bu bence iyi bir tasarımcı için önemli noktalardandır ki kırmızı tabanı (Louboutin) ya da marka monogramı (Louis Vuitton) olmadan bile markasını belli etmesi tasarımın gücünü kanıtlar. Bu arada bu ayakkabılar arasından favorimi seçemeyeceğim çünkü onlarca ayakkabılar arasından bunları seçtim zaten. Nicholas Kirkwood için söylenmesi gereken bir diğer nokta ise ünlüler tarafından ne kadar az tercih edildiği. Kendisi iddalı ayakkabı yapmak için yola çıkmış bir tasarımcı olarak iddalı elbise-sıkıcı ayakkabı kombinleri yapan ünlülere yeterince hitap edemiyor nedesne. Moda sevdalısı sosyetik insanlar olmasa Kirkwood giyen kalmayacak ortada. Ama yine de iyiki varsın Nicholas.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder